Son yıllarda Türkiye’de iş güvenliği konusu ne yazık ki sadece büyük facialar sonrası gündeme geliyor. Oysa, iş güvenliği sadece belli dönemlerde değil, sürekli denetlenmesi ve geliştirilmesi gereken bir alan. Özellikle inşaat sektöründe yaşanan ihmaller ve kazalar, bu konunun ne kadar hayati olduğunu bir kez daha gözler önüne seriyor.
Geçtiğimiz günlerde Bazbut’te yaşanan bir olay, yapıların nasıl oldu-bittiyle, denetimsiz şekilde yükseldiğini ve sonucunda can güvenliğini tehlikeye atan durumların ortaya çıktığını gösterdi. Bu olay, ülkemizde hala bazı yapıların ciddi denetim mekanizmalarına tabi tutulmadan inşa edildiğini, sorumluluk zincirinin yeterince işletilmediğini ortaya koyuyor.
İnşaat sektöründe denetim, sadece bir prosedür değil; canların korunması, kamu güvenliğinin sağlanması ve şehirlerin sağlıklı bir şekilde gelişmesi açısından da elzemdir. Avrupa ülkelerinde yıllardır uygulanan sıkı yapı denetim kuralları, sadece kağıt üzerinde değil, sahada da etkin şekilde işletiliyor. Peki bizde neden işler bu kadar kolay yürüyebiliyor? Neden bu kadar kolay malzeme çalınabiliyor, hesaplar örtülebiliyor?
Türkiye’de yapı denetim sisteminin etkinliği yıllardır tartışma konusu. Kağıt üzerinde var olan birçok kural, uygulamada karşılığını bulamıyor. Denetimler ya eksik kalıyor ya da çeşitli baskılarla göz ardı ediliyor. Oysa inşaatlara gerçek anlamda bir yapı denetim zorunluluğu getirilse, bu denetimler bağımsız, şeffaf ve sorumluluk sahibi kurumlarca yapılsa hem can güvenliği sağlanır, hem de bu tür olaylar önlenmiş olur.
İş güvenliği sadece şantiye çalışanlarının baret takmasından ibaret değil; işin başından sonuna kadar olan tüm süreçte denetimin, kontrolün ve sorumluluğun kurumsallaşmasıdır. Bu sorumluluğu sadece işçilere veya müteahhitlere bırakmak, sistemi baştan eksik kurmak demektir. Her yapının arkasında bir mühendis, bir denetçi, bir yerel yönetim yetkilisi olmalıdır ve her biri de kendi görevini yerine getirmekle yükümlüdür.
Sonuç olarak, iş güvenliği konusu artık “kazadan sonra konuşulacak” bir mesele olmaktan çıkarılmalı ve gerçek anlamda gündemimize yerleşmelidir. Sadece tehlike anında değil, her an, her inşaatta, her iş yerinde güvenliğin sağlanması için yasal düzenlemeler artırılmalı ve uygulanması ciddi şekilde takip edilmelidir. Aksi takdirde, benzer olayları yaşamaya ve aynı acıları tekrar tekrar konuşmaya devam ederiz.