Yeni Yüzyıl Barış Yılı Olacak
TERCAN ATILĞAN

Yeni Yüzyıl Barış Yılı Olacak

Bu içerik 165 kez okundu.

Yeni Yüzyıl Barış Yılı Olacak

Cumhuriyet’in ikinci yüzyılına girerken Türkiye, tarihinin en önemli dönemeçlerinden birini yaşıyor.
Yüzyıllık bir geçmişin ardından, artık toplumun hemen her kesiminde ortak bir özlem var: barış.
Belki de Türkiye tarihinde ilk kez, böylesine geniş bir toplumsal mutabakatla “barış” sözcüğü bu kadar güçlü yankı buluyor.
Yeni yüzyıla adım atarken halkın beklentisi açık:
Bu yüzyıl, barışın yüzyılı olmalı.

Bir Umut Olarak Barış

Türkiye, onlarca yıldır süren siyasal, toplumsal ve etnik gerginliklerin yükünü taşıyor.
Her dönemde farklı kesimler acı çekti, farklı şehirlerde gözyaşları döküldü.
Ama artık yorgun bir toplumun, yorgun bir ülkenin yeni bir hikâyeye ihtiyacı var.
O hikâyenin adı da barış olmalı.

“Yeni yüzyıl barış yılı olacak” cümlesi, sadece bir temenni değil, aynı zamanda halkın yüreğinden yükselen bir çağrıdır.
Çünkü insanlar, kavganın değil konuşmanın, öfkenin değil anlayışın hüküm sürdüğü bir Türkiye’de yaşamak istiyor.

Demirtaş’ın Tahliyesi ve Yeni Dönem Umudu

Bu süreçte en çok konuşulan gelişmelerden biri de, dokuz yıldır cezaevinde bulunan Selahattin Demirtaş’ın olası tahliyesidir.
Demirtaş, Türkiye’de sadece bir siyasi figür değil; aynı zamanda demokrasi, özgürlük ve barış diliyle anılan bir isimdir.
Dokuz yıl boyunca farklı görüşlerden milyonlarca insanın vicdanında bir sembole dönüşmüştür.
Eğer bu tahliye gerçekleşirse, bu adım yalnızca bir mahkeme kararının ötesinde, ülkenin siyasi iklimine yön verecek bir dönüm noktası olacaktır.

Demirtaş’ın özgürlüğü, bir kişinin serbest kalması değil, yıllardır suskun kalan umutların yeniden konuşmaya başlaması anlamına gelir.
Türkiye’nin ikinci yüzyılı, belki de bu sembolik adımla birlikte barışa yelken açacaktır.

Toplum Artık Barışa Hazır

Bugün Türkiye’nin dört bir yanında, farklı kimliklerden, dillerden, inançlardan insanlar aynı cümleyi kuruyor:
“Yeter artık, barış istiyoruz.”
Çünkü hiçbir acı, hiçbir çatışma, bu toprakların geleceğinden daha kıymetli değildir.
İnsanlar artık kavgadan değil, üretimden söz etmek istiyor.
Öfke yerine dayanışmayı, ayrışma yerine birlikte yaşamayı tercih ediyor.

Bu da gösteriyor ki toplum, belki de hiç olmadığı kadar barışa hazır.
Yeter ki bu sesi duymak isteyen bir irade, bu sesi yükseltmekten çekinmeyen bir cesaret olsun.

Eksik Ama Umut Veren Bir Süreç

Elbette ki süreç mükemmel değil.
Dem Partisi’nin aktif rol almasına rağmen, diğer altı Kürt partisinin sürece katılmaması büyük bir eksiklik olarak görülüyor.
Oysa barış, tek taraflı bir çaba ile değil, herkesin elini taşın altına koymasıyla gerçekleşir.
Gerçek barış; devletin, siyasetçilerin, sivil toplumun, medyanın ve halkın ortak emeğiyle inşa edilir.

Bu nedenle, eksikliklere rağmen bu süreci tamamen reddetmek yerine, var olan adımları büyütmek, genişletmek ve kapsayıcı hale getirmek gerekir.
Unutulmamalı ki barış, bir günde kurulmaz; sabır, emek ve kararlılıkla filizlenir.

Barışın Gerçek Anlamı

Barış, yalnızca silahların susması değildir.
Barış, farklılıkların tehdit değil zenginlik olarak görülmesidir.
Barış, bir halkın diğerine üstünlüğünü değil, eşitliğini kabul etmektir.
Barış, geçmişle yüzleşmek, ama geçmişte takılı kalmadan geleceği birlikte inşa etmektir.

Barışın hâkim olduğu bir Türkiye’de artık kimse kimliğinden dolayı ötekileştirilmez, kimse düşüncesi yüzünden susturulmaz.
Barış, her çocuğun eşit koşullarda büyüyebileceği, her annenin evladını kaybetme korkusu olmadan yaşayabileceği bir ülke demektir.

Yeni Yüzyılın Sabahında Umut

Bugün Türkiye yeni bir sabaha hazırlanıyor.
Cumhuriyet’in ikinci yüzyılı, yalnızca bir tarih değişimi değil; aynı zamanda bir zihniyet dönüşümünün de başlangıcı olabilir.

Sende Yorumla...
Kalan karakter sayısı : 500
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİRX
BELEDİYEDEN TALEP ETTİLER, ÇÖZÜM BULDULAR
BELEDİYEDEN TALEP ETTİLER, ÇÖZÜM BULDULAR
Çatı yangınında 8 araç ve 30 itfaiye personeli görev aldı
Çatı yangınında 8 araç ve 30 itfaiye personeli görev aldı